
Varis, genellikle bacaklardaki damar genişlemesi ve şekil değiştirmesi ile ortaya çıkan bir vasküler sorundur. Varis tanısı koymak, hastalığın belirlenmesi ve uygun tedavi yöntemlerinin seçilmesi açısından önemlidir.
Varisin erken belirtileri genellikle fark edilebilir olup, bacak sağlığına dair önemli ipuçları sunar. Bacaklarda ağrı, şişlik, kaşıntı ve damar genişlemeleri gibi belirtiler, varis düşündüren ilk bulgular arasında yer alır. Bu belirtiler, varisin başlangıç aşamasında ortaya çıkabilir ve hastaların dikkatini çekebilir.
Varis tanısı koymak için uzmanlar, çeşitli klinik ve görüntüleme yöntemlerini kullanır. Doppler ultrasonografi, varis tanısında yaygın olarak kullanılan bir görüntüleme tekniğidir. Bu yöntem, bacak damarlarının iç yapısını detaylı bir şekilde gözlemlemeyi sağlar. Ayrıca, renkli Doppler ultrasonografi ile kan akışı hızı ve yönü de değerlendirilir.
Skleroterapi, genellikle küçük ve orta boyutlu damarların tedavisinde kullanılan minimal invaziv bir yöntemdir. Bu tedavi, varisli damarın içine özel bir sıvı veya köpük enjekte edilerek damarın kapatılmasını sağlar. Skleroterapi, estetik kaygılarla başvuran hastalarda sıklıkla tercih edilen bir tedavi seçeneğidir ve genellikle cerrahi müdahale gerektirmeyen bir prosedürdür.
Skleroterapi, temel olarak varisli damarın iç yüzeyini tahrip ederek ve kapatılarak işlevini yitirmesini sağlamaya dayanır. Bu yöntem, özel bir sklerozan maddenin damar içine enjekte edilmesiyle gerçekleşir. Bu sklerozan madde, damar duvarlarını tahrip eder, damarın iç yüzeyini yapıştırır ve zamanla kapatır. Özellikle yüzeyel venöz sistemde yer alan ince ve orta boyutlu damarların tedavisinde etkili bir yöntemdir. Bu damarlar genellikle örümcek damarları veya benzeri estetik kaygılara neden olan damar türleridir. Skleroterapi, bu damarların kapatılmasıyla hastanın bacak görünümünü iyileştirmeyi hedefler.
Skleroterapi sonrasında genellikle hasta normal günlük aktivitelerine hemen dönebilir. Ancak, doktorun önerdiği talimatlara uyum sağlamak önemlidir. İşlemin ardından birkaç hafta içinde, tedavi edilen damarların rengi giderek solmaya başlar ve sonuçlar görünür hale gelir.
Köpük skleroterapi, geleneksel skleroterapi yönteminin bir varyasyonudur ve genellikle orta büyüklükteki varis damarlarının tedavisinde etkili bir seçenek olarak kabul edilir. Bu yöntemde, sklerotik maddeyi içeren köpük, damar içine enjekte edilir. Bu işlem, damarın iç yüzeyini tahrip eder ve damarın kapatılmasını sağlayarak tedavi edilen bölgedeki kan akışını engeller.
Lazerle varis tedavisi, modern tıbbın varis sorunlarına yönelik sunduğu minimal invaziv yöntemlerden biridir. Bu tedavi yöntemi, özellikle ince yüzeyel damarların tedavisinde etkili bir seçenek olarak kabul edilir. Lazerle varis tedavisi, geleneksel cerrahi müdahalelere göre daha az invaziv olup, hastalara kısa bir iyileşme süreci ve estetik kaygılarını giderme imkânı sunar.
Varise neden olan venöz yetmezlikli damarların kapatılmasında kullanılan en yeni yöntemlerden birisi zamk ya da yapışkan tedavisidir. Literatürdeki ilk çalışma 2015 yılında yayınlanmıştır.
Zamk tedavisinde, damara bir kateterle girilerek, bir çeşit “Japon yapıştırıcısı” olan siyanoakrilat maddesi damar içine belli aralıklarla enjekte edilir. Bir yandan da el ile damar üzerine bastırılarak, damar duvarının yapışması sağlanır. Siyanoakrilat, hem damarı anında kapatır, hem de bir yangı oluşturarak damarın zaman içinde büzülmesine yol açar. Bu büzülmenin kalıcı kapanmaya yol açtığı düşünülmektedir.
Zamk tedavisinin avantajları, tümesant anestezi gerektirmemesi, ısı kullanılmadığından damar duvarına zarar vermemesi ve işlemin oldukça kısa sürmesidir.
Ameliyatsız varis tedavisi, geleneksel cerrahi müdahalelere kıyasla daha minimal invaziv ve daha az rahatsızlık veren bir dizi tedavi yöntemini içerir. Bu yöntemlerin avantajları şunlar olabilir:
Varis, tedavi edilmezse zamanla ilerleyebilir ve çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir. Tedavi edilmeyen varis durumlarından kaynaklanan potansiyel sorunlar şunları içerebilir:
Varisli damarlar genellikle ağrı, şişlik, kaşıntı ve rahatsızlık gibi semptomlara neden olabilir. Tedavi edilmezse, bu belirtiler zamanla şiddetlenebilir ve yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir.
Varisli damarlar, zaman içinde ciltte değişikliklere neden olabilir. Ciltte renk değişiklikleri, deri ülserleri, ciltte kuruluk ve kaşıntı gibi sorunlar ortaya çıkabilir.
Varisli damarlar, damar içi pıhtı oluşumuna ve buna bağlı olarak damar iltihabına (flebit) neden olabilir. Bu durum ağrılı olabilir ve ciltte kızarıklık, şişlik ve sıcaklık artışına yol açabilir.
Varislerin tedavi edilmemesi, derin ven trombozu (DVT) riskini artırabilir. DVT, bacaklardaki derin damarlarda pıhtı oluşumu anlamına gelir ve ciddi bir sağlık sorunu olabilir. Pıhtı, akciğerlere giderek hayati tehlike yaratabilecek bir pulmoner emboliye neden olabilir.
Varisli damarların etkilenen bölgesinde yüzeyel venöz tromboflebit (SVT) gelişebilir. Bu durum, damar içinde pıhtı oluşumu ve buna bağlı olarak iltihaplanma ile karakterizedir.
İleri varis durumlarında cilt yaraları veya ülserler gelişebilir. Bu ülserler genellikle bacakların alt kısmında, özellikle iç bilekte ortaya çıkabilir ve iyileşmesi uzun sürebilir.
Varisli damarlar zaman içinde zayıflayabilir, çatlayabilir ve kanamalara yol açabilir. Bu durum ciddi kan kaybına neden olabilir.
Varisler sadece fiziksel rahatsızlıklara değil, aynı zamanda estetik kaygılara da neden olabilir. Estetik kaygılar, kişinin yaşam kalitesini etkileyebilir ve psikososyal sorunlara yol açabilir.
Varis oluşumunu önlemek veya varis semptomlarını hafifletmek için aşağıdaki önlemleri almak önemlidir. Ancak, herhangi bir sağlık durumu veya belirtiyle ilgili endişeleriniz varsa, bir sağlık profesyoneli ile görüşmeyi unutmayın.
Ayakta uzun süre kalmak veya oturmak, bacaklardaki kan dolaşımını zorlaştırabilir. Oturma veya ayakta durma sürelerini kısa aralıklarla kesmek, bacaklardaki kan dolaşımını artırabilir.
Otururken veya uzanırken bacakları kalp seviyesinden yüksekte tutmak, kanın daha iyi dolaşmasına yardımcı olabilir.
Yüksek topuklu ayakkabılar, bacak kaslarının daha fazla çalışmasına ve damarların zorlanmasına neden olabilir. Düşük topuklu veya düz tabanlı ayakkabılar tercih edilebilir.
Bacaklarda varis riskini azaltmak için, günde birkaç kez ayak parmak uçlarına kalkmak, bacakları çevirmek veya dizleri kıvırıp bırakmak gibi kan dolaşımını artıracak basit hareketleri deneyebilirsiniz.
Kızılırmak Mah. Mevlana Bulvarı 1425. Cadde 1450. Sokak Ulusoy Plaza Kat:11 No:9/44 Çankaya/Ankara